NASIL BİR KİŞİLİĞE SAHİBİM?

14.05.2021 NASIL BİR KİŞİLİĞE SAHİBİM? Nasıl bir kişiliğe sahip olduğumuzla ilgili bir fikrimiz olmasına rağmen bununla ilgili çevremizden gelecek yorumları merak ederiz. Bazı iletişim eğitimlerinde yer alan kişilik belirleme testleri her zaman ilgi odağımız olmuştur. Acaba bütün bunlar gerçek kişiliğimizi belirleyebilmemizi sağlayabilir mi?

Kişilik özelliklerimizi davranışlarımızla çevremize yansıtırız. Çevremizdekiler ise bizi bu davranışlarımız üzerinden anlamaya ve yorumlamaya çalışır. Ancak bu yorumlar, kişilik testleri ve kendi değerlendirmemizi bir araya getirdiğimizde çelişkiler olduğunu fark ederiz. Bu durum kişiliğimizi belirleme merakımızın artarak devamına neden olur.

Peki, bu durumda gerçek kişiliğimizi belirlememiz mümkün olabilir mi?

Yaşamımız boyunca deneyimlediklerimiz zihinsel hücrelerimiz tarafından bir bilgisayar gibi kaydedilir. Her bir kayıt o deneyimin bize yaşattığı duyguyla tanımlanır. Bu duygu bazen güçsüzlük, çaresizlik, yalnızlık olurken bazense mutluluk ve özgüven olabilir. Yıllar boyu aldığımız bu duygu kayıtlarının çeşitliliği davranışlarımıza da çeşitlilik olarak yansır. Özellikle üzerimizde iz bırakan deneyimlerin duygu kayıtları ön plana çıkarak farklı ortamlarda farklı davranışlar sergilememize yol açar. Bu durum içimizde birden fazla kişilik potansiyelinin oluşmasına neden olur.

Kişilik potansiyelleri o kişinin bulunduğu ortamdaki gücüne göre ortaya çıkar. Örneğin; bir kurumda sıradan bir çalışanın sahip olduğu güç ile o kurumun üst düzey yöneticisi ya da patronunun sahip olduğu güç aynı değildir. Her ikisi de sahip oldukları güç oranında kişiliklerini dışarıya vururlar. Yönetici veya patron öfkelenebilir, bağırabilir ve karşısındakini azarlayabilir. ÖFKE aynı zamanda gücün bir ifadesidir. Sıradan ya da alt konumdaki bir çalışanın üst konumda birine bağırıp çağırması düşünülemez, Düşünülse bile o kişi kendine yeni bir iş aramak zorunda kalabileceğini bilir. Bunun için ‘içine sindirme’ konumuna geçer. Karşısındaki haksız olsa bile bunu sindirmek zorunda kalır. Aynı kişi evine döndüğünde kendini güçlü hissediyorsa yöneticisinin ona gösterdiği davranışı eşi ya da çocuğuna gösterebilir.

Farklı kişiliklerin ortaya çıkmasının güzel bir örneği ilişkilerde de sıkça yaşanır. Bir erkek sevdiğini düşündüğü bir kadınla evlenir. Zaman içerisinde kadın erkeğin değiştiğini düşünmeye başlar. İlk zamanlar onu seven ve ilgi gösteren erkek artık ona kayıtsız kalmaktadır. Toplumda bu ilgisizlik erkeğin değişimi olarak algılanır. Gerçekte ise durum böyle değildir. O dönem kadını beğenen ve seven erkek bir kişilik potansiyeliydi. Bugün ise onu beğenmeyen erkek başka bir potansiyeldir. Zaman içerisinde erkek zenginleşmiştir ve kendini daha güçlü hissetmektedir. Kendini güçlü hisseden kişilik potansiyeli güçsüz gördüğü eski kişilik potansiyelinin seçimlerini kabul etmek istemez. Güçsüz potansiyelin seçimleri, beğenileri güçlü olan için artık geçersizdir. Bu durum insanda bir değişim olarak algılanır fakat bu farklı bir kişilik potansiyelinin açığa çıkmasından ibarettir.

İçimizdeki oluşan farklı kişilik potansiyelleri nasıl tek bir kişiliğe dönüşebilir?

Önce farkında olmamız gereken, içimizdeki zihin karışıklığı ve huzursuzluğun sahip olduğumuz farklı kişilik potansiyellerin birbirleriyle çatışması sonucu ortaya çıktığıdır. Bu potansiyeller bir potada erimediği sürece varlıklarını devam ettirerek açığa çıkmak için uygun ortamı bekleyeceklerdir. Her bir potansiyel açığa çıkmak için diğerlerini aşağıya çekmeye çalışacaktır.  Bu durum bir konuda karar vermeye çalışırken sürekli gelgitler yaşamamıza neden olur.

Kişilik potansiyellerinin bir posta eriyebilmesi insanın cesurca kendine dönerek yaşamında deneyimlediklerini gözden geçirmesiyle başlayan bir süreçtir. Yaşadığı ve üzerinde iz bırakan deneyimleri ve bunların yaşattığı duyguları fark eden insan içindeki farklı kişilik çatışmalarını dindirerek huzura dönüştürme yolunda mesafe kat etmeye başlar.

YORUMLAR
İlk yorumu sen yap !