İNSANIN KİŞİSEL GELİŞİM YOLCULUĞU

1.05.2023 İNSANIN KİŞİSEL GELİŞİM YOLCULUĞU Kişisel gelişime ilginin filizlendiği 1980’li yıllardan başlayarak pozitif düşüncenin gücü üzerine yazılan kitaplar bize, pozitif düşünme alışkanlığıyla yaşamımızda karşılaştığımız engelleri aşarak hedeflerimize ulaşabileceğimizi söylüyordu. O yıllarda eğitim seminerlerimde bu konuya her zaman yer verir ve pozitif düşüncenin gücünü temel alan motivasyonel sunumlar yapardım.

Bunu izleyen yıllarda Nöro Linguistik Programming, Türkçesi Sinir Dili Programlaması akımı ön plana çıktı. Böylece zihnimizi yeniden programlayarak başarıya ve mutluluğa ulaşabilecektik. Düşüncenin gücü ile özgüvenimizi güçlendirebilecek ve içimizdeki büyük gücü ortaya çıkarabilecektik. Ve bu güç sayesinde yaşamımızda istediklerimizi ve arzu ettiklerimizi gerçekleşebilecektik.

Peki, acaba bunlar gerçekleşebildi mi? Bugün geldiğimiz noktada yaşamlarımız kolaylaştı mı? Sorunlarımızın üstesinden kolayca gelebiliyor muyuz? Koyduğumuz hedeflere ulaşarak hayallerimizi gerçekleştirebiliyor muyuz?

Günümüzde, basından ve sosyal medyadan izlediklerimizi ve çevremizde gelişen olayları değerlendirdiğimizde, kişisel gelişim akımının maalesef bekleneni veremediğini kolayca görebiliyoruz. Aksine üzerimizdeki artan baskılarla baş edebilmek daha da zorlaşmıştır. Bu durum da yeni bir yol arayışına neden olmaktadır. Yeni bir yol arayışı kolay ve kısa yoldan şifa vaatleriyle oluşturulan para tuzaklarına düşme riskini de beraberinde getirmektedir. Son yıllarda özellikle bilinçaltı temizliği ve buna benzer farklı türlerdeki zihinsel arınma yöntemleri şifa arayışı içinde olanlara sunulmaktadır.

İnsan bu dünyada sahip olduğu öz gücünün küçük bir parçasıyla bedenlenir. Güçsüzlükten güçlenmeye geçiş yani öz güce ulaşım tamamen insanın kendi eline bırakılmıştır. Hak edebildikçe öz güç geri alınır. Bu hak ediş insanın yaşamı boyunca vermekle yükümlü olduğu mertebe sınavlarını verebilmesiyle gerçekleşebilir. Sınavlar özellikle çocukluk yaşlarında alınmış deneyim kayıtlarındaki GÜÇSÜZLÜK, YETERSİZLİK, BAŞARISIZLIK ve ÇARESİZLİK temel duygularından arınabilmeyi içerir. Bu arınma yapılmadığı takdirde evde, işte, sokakta, her yerde ve ortamda karşılaşılan çeşitli olaylar bu dört temel duyguyu yaşatmaya devam edecektir.

Diğer yandan zihnimiz yapısı ve çalışma sistematiği gereği bizi güçlenmeye götürecek bu arınmadan uzak tutarak oyalamak ister. Erteleme yoluyla ilgi odağımızı başka yönlere, ideallere ve arzulara çevirmeye çalışır. Bu durum da kendi gerçeğimizle yüzleşmemizi zorlaştırır. Kendi gerçeğimizle yüzleşmek önce GÜÇSÜZLÜK, YETERSİZLİK, BAŞARISIZLIK ve ÇARESİZLİK duygularıyla yüzleşerek bunları kabul etmemizi gerektirir. Kabule geçiş önce niyet ederek başlanılan gayret ve sabır gerektiren bir çalışma sürecidir. Günlük yaşamın merkezine konulmalıdır. Bu yapılmadığı takdirde kişisel gelişime kestirme ve kolay yollardan ulaşma çabalarının yaşama katkısını beklemek bir hayalden öteye gidemez.

YORUMLAR
İlk yorumu sen yap !